26 Mayıs 2012 Cumartesi

HAYAT

Hayat;
Seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, çıkıyor olduğun veya çıkacağın demek de değildir.
Kimi öptüğün, hangi sporu yaptığın, kimlerin seni sevdiği de değildir.
Hayat, ayakkabıların, saçın, derinin rengi de değildir.
Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Aslında hayat; notlar, paragiysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.


Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven, mutluluk, şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.


Hayat;
Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir.

Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir. 

İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir

9 Mayıs 2012 Çarşamba

3 İDİOTS

Bugünlerde izlediğim en güzel filmler arasında güzel mesajları var izlemeyen arkadaşlar için tavsiye ederim film normalinden 15-20dk uzun olmasına rağmen değer tavsiye ederim..

31 Mart 2012 Cumartesi

Yardım

Tecrübe deneyim istenmeyen bir iş biliyorsanız lütfen paylaşınız :) zira tecrübe deneyim isteyen firmalara lütfen birileri hatırlatsın tecrübe ve deneyim yapılacak bir yer yok.. Herkes tecrübe deneyim isterse nereden alınır bu tecrübe, bakkalda markette falan satılmıyor herhalde.. kısacası en azından böyle bir işe girmeliyim bu aralar..

29 Mart 2012 Perşembe

Yunuslar

Yer: Türkiye'de bir yunus parkı. Bir anne yunus, yavrusunun ölümünü acı içinde izliyor. 

Yunus havuzlarındaki dişi yunusların neredeyse tamamı ölü doğum yapıyor ya da yavrusunu kısa sürede kaybediyor. Dişi yunusların, doğum yaparken kilometrelerce yüzerek belli bir genital açıklık yakalaması gerekir. Bu açıklık havuzlarda sağlanamadığı için yavrular doğum sırasında boğulur. Yunusların gebelik dönemlerinde yapmaya zorlandığı, havuz kenarındaki sert platformların üzerine çıkıp karınlarının üzerinde durdukları şov hareketi de yavruların henüz annelerinin karnındayken ölmesine neden olur. Lütfen bu insanlık dışı sektöre destek vermeyin, yunus parklarına gitmeyin...

Bu türlü aktivitelere ev sahipliği yapan; bunların pazarlanmasını destekleyen ve bu aktivitelere katılıma teşvik eden kurumlara tepkimizi dile getirmezsek, bu yıl da onlarca yunus, 80 liralık eğlencemiz için ölecek...

15 Mart 2012 Perşembe

Masumca Duygular

Masumiyeti çoğu zaman işe yarar hale getirir insanımız vicdani duygularımız vardır bizim kullanılabilen, böyle duyguları kullanmak çok riskli olduğu gibi çokta tehlikeli bir durum diye düşünüyorum. İnsanların masumiyet duygularını kullandığın zaman o o duyguları sarsmadığın zaman güzeldir ama kullanmadığın sürece masumhane olmalıdır herşey. Mesela bakıyorum bazen reklamlara masum bi müzikle masum insanlar göstererek duygusalca bir reklam yapmak moda oldu ben reklamlarda duygusallığın kullanılmasına karşıyım. Genel olarak söylemek gerekirse lütfen insanların duvarlarını zorlamayalım, aşmayalım aksi taktirde tehlikesi o insanı insanlıktan çıkartmak olabilir o insanı depresyona ve psikolojik çöküntüye bırakmış oluruz böyle riskleri lütfen almayalım..

8 Mart 2012 Perşembe

Tarihsel Bilgi

Kanuni Sultan Süleyman düğünlerde yetenekli kişilerin gösteri yapmasını çok severmiş.
Yine bir gün, bir düğünde İstanbul’a Osmanlı ülkesindeki bütün canbazlar, madrabazlar, ateş üfleyenler vesaire vesaire hepsi doluşmuşlar.
Kanuni gösterileri zevk ile izlemiş. Birinciye de ihsanlarda bulunacakmış.
Bir adam varmış, dikiş iğnesini 5 metre uzağa koyuyor, dikiş ipini 5 metre uzaktan atıp iğnenin deliğinden geçiriyormuş.
Kanuni bunu görünce hayretler içerisinde kalmış:
-Tesadüfen attı. Böyle bir şey mümkün değil, demiş.
Adam gösterisini bir daha yapmış. Dikiş ipliği yeniden 5 metre uzaktaki iğneni deliğine girmiş.
Kanuni şaşkınlık içerisinde:
-Bir daha yap bakalım, demiş.
Üçüncü denemeyi ayakta seyreden Kanuni, katıla katıla gülmüş ve şu meşhur emrini vermiş:
-Bu adama 100 altın verin, 100 de sopa atın.
Adam şaşkın:
-Padişahım 100 altını anladık ama neden 100 sopa?
Kanuni cevabını hemen vermiş:
-100 altın maharetin için, helal olsun, 100 sopa da boş işler ile uğraştığın için. Bu da bana helal olsun. Bre adam başka işin mi yok? Neye yarayacak bu yaptığın?

çok güldüğüm bir hikayedir ama gerçektende düşündüren bir hikaye uğraştığımız bazı işlerin birilerine faydası olması lazım.

7 Mart 2012 Çarşamba

TV İZLEMEK

Bağımlılık denince ilk akla ne geliyo diye sorsalar insanlara herhalde sigara alkol uyuşturucu ilk sıralarda olur, ama tv izleme bağımlılığı diye birşey var büyük bi kitleyi kaplamış durumda, bunun en fazla nedenide diziler olarak görüyorum insanların olmazsa olmazı bende bir zamanlar dizi hastalığı vardı kaçırırsam gece tekrarına bakardım ama çok şükür bu hastalıktan kurtuldum, şimdi iki tarafıda yaşamış birisi olarak inanın dizi izlemekle izlememek arasında hiç ama hiçbir fark yok sadece zaman kaybı eğer yapacak başka işleriniz varsa bir dizi için ihmal etmeyin. Kitap okumak spor yapmak yada çıkıp gezmek yürüyüş yapmak yada güzel bir mekanda oturup çay kahve içmek bir arkadaş ile çok anlamlı olur hiç yoktan anı yaşamış olursunuz boşa zamanınız geçmemiş olur.
Bende arada bir how ı meet your mother izlerim oda denk gelirse zaping yapmamı engelliyor ;) Son olarak inanın böyle saçmalıklarla vakit geçirmeye değmez hayat tabiki herkesin farklı zevkleri hayatı yaşama tarzları vardır buda benim açımdan böyledir eleştrilere her zaman açığım, Sonuç olarak Tv başında yaşlanmayalım..

6 Mart 2012 Salı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır. En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.
Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur. Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
Doğumdan ölüme kadar her hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, bizi biz yapan değerli kadınlarımızın bu özel gününü yürekten kutlarım.
Kadın Bir kadın tanımadım, yüreği ile bakan. Bir kadın tanımadım, insanlık kokan. Bir kadın tanımadım, korkuya rest çekmiş. Bir kadın tanımadım, meğer gerçekmiş. Bir kadın tanımadım, pazarlık etmeyen. Bir kadın tanımadım, sevgisi bitmeyen. Bir kadın tanımadım, kadınlığını diretmeyen. Bir kadın tanımadım, nankör olup kirletmeyen. Bir kadın tanımadım, gerçeklere barışık. Bir kadın tanımadım, zor günlerde ışık. Bir kadın tanımadım, söylediği gibi olan. Bir kadın tanımadım. eksik olsun yalan. Bir kadın tanımadım, yaş geldi kırka çıktı. Bir kadın tanımadım, duygularım acıktı. Bir kadın tanımadım, kapris bilmesin. Bir kadın tanımadım, verdiği söz ölmesin. Bir kadın tanımadım, ışık tutsun yollarıma. Bir kadın tanımadım, ağırlık olmasın kollarıma. Bir kadın tanımadım, alçak gönüllü, haddini bilen. Bir kadın tanımadım, gülünce gözleri gülen. Bir kadın tanımadım, insan sarrafı olsun. Bir kadın tanımadım, aktıkça durulsun. Bir kadın tanımadım, gözü pek, vefalı, mert. Bir kadın tanımadım, ne sorun olsun ne dert. Bir kadın tanımadım, sahte sözler kulak asmasın. Bir kadın tanımadım, incitmesin, kırmasın, sarsmasın. (Mehmet Yücel) Ülkemde Kadın Alnına yazılmış diyerek büyür Pişer, gün vurdukça ülkemde kadın Kader tokmağını yiyerek büyür Aşar acıları ülkemde kadın Karanlık içinde çekilen ahtır Alnına sürülen kara bir bahttır Onu yapma, bunu etme günahtır Yaşar horlanarak ülkemde kadın (Harun Yiğit) Unutmayalımki Her başarılı bir erkeğin arkasında bir kadın mutlaka vardır. Biz erkekler kadınsız kadınlarımızda bizsiz olamaz bir bütün halindeyiz birbirimize hep muhtacız kadına şiddette neyin nesi acizlikten öte birşeymidir?

5 Mart 2012 Pazartesi

Almışız Bir Yol

Her gün ayrı bir kader yaşıyor hergün uyuyor ve her gün kalkıyoruz insanlar görüyoruz daglar tepeler binalar yollar denizler neler gecıyor icimizden neler istiyoruz ne umutlar ne hayaler kuruyoruz insanız umutsuz yapamıyoruz herkes mutlu olmak icin asılıyor küreklerine kacamıyorsun cunkü küreklerını cektigin deniz mutsuz koca bir derya sayamayacagım kadar kaybedişler sayamadıgım kadar mutsuzluklar hatırlayamadıgın kadar gecen senelerın ıcınde alıp verdıgın nefes kücük bir mutlulugun sevinci gözlerinde, kızıyorsun büyüdügüne kızıyorsun her durakta durup zamanında kalkıp gitmeyen dolmusun söfürüne kızıp hic bir sey diyemedıgın gibi kızıyorsun kendine..

4 Mart 2012 Pazar

MÜZİK

Canın sıkılır müzik dinlersin moralin bozulur açarsın bi müzik zaman geçmez müzik dinlersin yolda trafikte arabada açarsın bi radyo yada müzik çalar dinlersin, her türlü insana hitap eden bu müzik hakikaten evrensel ve herkesin anlaşabildiği bi tarz, müziksiz olunur ama olmaz olsun notasız bi yaşam eksikliktir. Her şarkının müziğin bir rengi vardır o rengi insanlar kendine yakıştırdıkları gibi seçerler, kısacası biz müziği çok seviyoruz biz müziğe aşığız..

Topuklu Ayakkabı ile Koştular

Kadınlar daha iyi bir dünya için koştular. Oyuncu Wilma Elles’in de katıldığı Antalya’daki ‘Yüksek Topuklar’ koşusunun geliri sivil toplum kuruluşlarına bağışlanacak. Şanlıurfa’da Kadınlar Koşusu’na katılanlar çocuk gelinlere karşı sesini yükseltti. 100 metrelik Yüksek Topuk Koşusu'da gördümya başka ne diyeyim..

3 Mart 2012 Cumartesi

Arşivden Güzel Resimler Paylaşmak İstedim

Geleceğin suçlusunu yetiştirmenin 8 basit kuralı.!

‎1 Küçükken daha, çocuğa ne isterse vermeye başla ! Ki, herkesin onun geçimini sağlamakla mükellef olduğuna inansın... 2 Fena sözler söylediğinde gül ! Ki, kendisinin akıllı olduğuna inansın... 3 Ona düşünmeyi, beynini kullanmayı öğretme sakın ! Bırak, onsekizine gelince kendisi karar versin... 4 Yerde bıraktığı her şeyi kaldır:kitaplarını, giysilerini, pabuçlarını...Onun için her şeyi sen yap ! Ki, sorumlulukları hep başkalarına yüklesin... 5 Onun önünde sık sık kavga et ! Ki, bir gün aile parçalanırsa pek de şaşırmasın... 6 Ona istediği kadar harçlık vermekten kaçınma ! Asla kendi parasını kazanmanın ne demek olduğunu öğrenmesin... 7 Yiyecekmiş, içecekmiş, konformuş, tüm arzularını yerine getir ! Ki, istediklerini her zaman elde etmeye Şartlansın... 8 Komşulara, öğretmenlere, polise, vs. karşı hep onun tarafında ol ! Ki, hepsine karşı ön yargılarla davransın... Evet evet, bütün bunları yap ! Ki, günün birinde onun başına bir bela gelirse kendinden özür dile, ama onu felaket dolu bir hayata hazırladığın için kendine teşekkür etmeyi de İhmal etme sakın !.

2 Mart 2012 Cuma

BİLDİĞİN YORUM

Bazen çok sıklıkla olmasada facebook ta milliyetin yada ntvnin yada bazı karikatür yada herhangi paylaşımların yorumlarını okurum dikkatimi çeken bazı noktaları paylaşmak istedim bazı yorumlar ilginç bazıları dikkatle yazılmış bazıları yorum olsun boş geçmeyeyim diye yazılıyor ama bazıları varki bayanlara asılmak için yorum yazanlar. Paylaşınlan konu ciddi olmakla beraber yorumlarda sallıyorum ayşe nasılsın fatma tanışalımmı banu oradamısın gibi, bunlar tamam olabilir diyorum yalnızlığın verdiği bir paylayışda olabilir, peki ya küfür edenlerin bazılarıda küfürü normal sıradan bi yorummuş gibi görmeleride tuhaf geldi bana adam saydırıyor saydırıyor sonra rahatlıyor faydası varmı yokmu bilmiyorum doktorlara sormak lazım tabi, Bağlamak gerekirse insanların yazdıkları güzel yorumları okumak için böylelerine katlanmak gerekirmi yoksa burada yorumlarda abuk subuk şeylerde yazılıyor diyip okumamakmıdır.

1 Mart 2012 Perşembe

GRİBE HAYIR

Malum kış aylarındayız eğerki hapşuruyorsanız önlemini alın yoksa bilinki yakın zamanda yatışa geçiyorsunuz grip sizi vurmuş oluyor. Biraz zaman yatağa mahkum oluyorsunuz böyle olmasını istemiyorsak eğer aşıda olmuyorsak grip yada gribe yakın olanlardan toplu kullanım alanlarından uzak durmakta fayda var ve birde beslenme tabi bol meyve yemeliyiz özellikle bu aralar dikkat etmeliyiz. Lütfen dikkat edelim gribe topluca hayır diyelim.

Yemek Sektöründe iRestoran Çağı..

Çıktığı günden beri yaklaşık 55 milyon satmayı başarmış ve 2014 yılına kadar 208 milyonu bulmayı hedefleyen koca elmanın ipad çocuğunun hayatımıza katkılarına gerçekten hayranım. Herkesin onu bulundurma sebebi farklıyken kimi sektörler de özelliklerini menfaate çevirmeyi çok akıllıca düşünebiliyorlar. Artık bir restorana gittiğinizde önünüzde menü olarak ipad gördüğünüzde şaşırmayın..

Türk Lirası'nın Yeni Simgesi

Bugün o beklenen simge yayınlandı ilk görüşte euro dolar simgeleri geldi gözümün önüne sonra nedense elektrik direkleri bilinç altındaki resimler benzetme yaparak çıktı birer birer neyseki sonunda bu simge ilk etapta 1 hafta konuşulur tartışılır bir süre sonra komplo teoristleri çıkar o iki çizgi neyin temsili o ne demek bu nedemek derken gündemimize gereksiz bir konu daha inmiş durumda hepimize hayırlı uğurlu olsun.. neyseki artık böyle gereksiz şeylere fazla takılmıyor insanlar.

29 Şubat 2012 Çarşamba

Kahve ve Kış

Bugünlerin vazgeçilmezleri arasında kar ve kış günleri kahve her zaman hayatımızda, dışarıda güzel bir kar yağar yoğun bir şekilde elimde bi kahve ve bu bembeyaz manzarayı izlemek zannediyorum paha biçilemez bir duygu. Bu aralar kar kış kıyamet vede kahveyi koyarsak 4k dır gidiyoruz, yazın bu günleri arıyoruz kışın yazı arıyoruz nedense biz hiç anı yaşayamıyoruz hep birşeyler arar oluyoruz bazen bunun nedenlerini ararız hep aşık iken kıymet bilmeyiz bekar iken aşk ararız, nereye kadar gider bilmiyorum ama anı yaşayarak kıymet bilmeyi öğrenmemiz şart. Bu arada bi kahve hayranı olarak bir ara kahve hakkında bi kitap yazmayı düşünmüyor değilim, o bir arkadaş o bir dost o keyif veriyor o paylaşımcı o ruh ve ilham verir mutluluk katar insana bunların hepsini başlıklar altında toplayınca güzel birşey çıkıyor ortaya kahveniz benden afiyet olsun ;)

KISKANÇLIK

Kıskançlık bir kişinin veya bir ilişkinin yitirilmesinden korkulan, karmaşık bir ruhsal yaşantı ve olumsuz tutumdur. Bunun dışında başkasının sahip olduğuna kendisinin de sahip olma gerekliliğini hissettiren bir duygudur. Kıskançlık doğuştan değil, sonradan öğrenilen ve birçok insanı etkileyen, rahatsız eden bir duygudur. Dozunda bırakıldığı sürece kıskançlık bir hastalık değil davranış bozukluğudur. Kişi bu konuda kendini kontrol edemezse bu davranış bozukluğu ileride depresyona sebebiyet verebilir. Kıskançlık öz güven eksikliği ve yetersizlik duygusundan dolayı ortaya çıkmaktadır. Kıskançlık yaşayan birisi zaman ile değersizlik, çaresizlik, öfke, mutsuzluk ve yalnızlık gibi duyguları da yaşar.

28 Şubat 2012 Salı

Para kullanmayı öğrenince fuhuşa başladılar

Yale Üniversitesi’nden iki araştırmacı, Kapuçin maymunlarına para kullanmayı öğretmeyi deneyince, çok ilginç sonuçlar elde ettiler. Maymunlar, insanlar gibi hesap yapıp para harcarken, aralarında fuhuş yapanlar da çıktı. Yale Üniversitesi’nde araştırmacı olan ekonomist Keith Chen ve psikolog Laurie Santos, dünyanın en bencil hayvanlarından biri kabul edilen Kapuçin maymunlarına para kullanmayı öğretmek istedi. Chen, “Kapuçinler yemek yemek ve seks yapmaya odaklı küçük bir beyne sahip... Önlerine ne çıkarsa yiyorlar. Onlara sabahtan akşama kadar şekerleme verebilirsiniz. Yediklerini kusup tekrar yemek için yanınıza gelirler” dedi. Chen ve Santos, para kullanmayı öğreterek, maymunların bencilliğini ortaya çıkarmayı, böylece onları para kullanmaya iten dürtüleri gözlemleyi amaçladı. Başarılı olan denemelerin ardından, maymunlara para karşılığında üzüm, elma ve jelibon satın almayı öğrendi.

27 Şubat 2012 Pazartesi

KADIN

Bir kadın çocuktur aslında. Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister. Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını. Ama hiçbir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini,dikkate alınmasını ister. Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.

25 Şubat 2012 Cumartesi

Doğacak Çocuğun Cinsiyetini Etkileyen Anne Midir? Baba Mıdır?

Cinsiyet belirlenmesindeki etken, kromozomlardır. İnsan yapısını belirleyen 46 kromozomdan iki tanesi cinsiyet kromozomu olarak adlandırılır. Bu iki kromozom erkekte XY, kadında ise XX olarak tanımlanır. Bunun sebebi söz konusu kromozomların bu harflere benzemesidir. Y kromozomu erkeklik, X kromozomu ise kadınlık genlerini taşır. Bir insanın oluşması, erkek ve kadında çiftler halinde yer alan bu kromozomların birer tanesinin birleşmesi ile başlar. Kadında yumurtlama sırasında ikiye ayrılan eşey hücresinin her iki parçası da X kromozomu taşır. Oysa erkekte ikiye ayrılan eşey hücresi, X ve Y kromozomları içeren iki farklı sperm meydana getirir. Kadında bulunan X kromozomu, eğer erkekteki X kromozomunu içeren spermle birleşirse doğacak bebek kız olacaktır. Eğer Y kromozomu içeren spermle birleşirse, bu kez doğacak çocuk erkek olur. Çocuğun cinsiyetini belirleyen babadır.

24 Şubat 2012 Cuma

Şimşeğin yaydığı enerji

Tek bir şimşeğin yaydığı enerji dahi Amerika’daki tüm elektrik santrallerinin ürettiği enerjiden daha fazladır. Şimşeğin oluştuğu kanaldaki sıcaklık 10.000 oC kadardır. Demiri eriten yüksek fırınlarda oluşan sıcaklık 1050-1100 oC arasındadır. En küçük şimşeğin ürettiği sıcaklık ise bunun 10 katıdır. Bu kavurucu sıcaklık şimşeğin dünyada bulunan elementleri kolaylıkla kavurup yok edebilmesi demektir. Şimşeğin yaydığı ışık ise 10 milyon tane 100 wattlık ampülün yaydığı ışıktan daha fazla aydınlık verir. Örneklendirmek gerekirse; İstanbul’daki her evde bir ampul yansa, çakan tek bir şimşek etrafı bunlardan daha fazla aydınlatır.

Suyun Yüzey Gerilimi Nedir?

Katı ve sıvıların en muhteşem özelliklerinden birisi de yüzey gerilimidir. Yüzey geriliminin günlük hayatımızda farkında olmadan sıkça karşılaştığımız tesirleri olduğu gibi teknik uygulamalarda karşılaşılan tesirleri de vardır. Katılarda ve sıvılarda maddenin iç kısmındaki bir atom, komşu atomlar tarafından her yönden eşit bir kuvvetle çekilir. Böylece iç kısımdaki bir atoma tesir eden bütün kuvvetler dengede olur ve atomlararası mesafe sabit kalır. Ancak bu durum maddenin yüzeyinde değişir. Yüzeydeki bir atoma içerideki atomlar tarafından uygulanan çekme kuvveti, yüzey üzerindeki gaz ortamın atomları tarafından dengelenemez. Bunun sonucunda yüzeydeki atomlarla içerideki komşu atomlar arasındaki mesafe azalır ve dengelenmemiş kuvvetlerden doğan bir enerji fazlalığı ortaya çıkar. Bu olaya yüzey gerilmesi adı verilir ve bu gerilme dengelenmemiş kuvvetlerin bileşkesine eşittir.

Uzay yolu

Bir ışık yılı uzaklık, ışığın bir yıl boyunca katettiği yol alarak tarif edilir ve yaklaşık 9,5 trilyon kilometreye eşdeğerdir. Bize en yakın olan Andremodea galaksisinin uzaklığı ise tam 2,5 milyon ışık yılı. Yani bu galaksiye 'şimdi' baktığımız zaman, onun 2,5 milyon yıl önceki halini görüyoruz. Çünkü 2,5 milyon yıl önce bu galaksiden yola çıkan ışınlar, 'şimdi' bize ulaştı da ondan.! Uzayın bir garip huyu var ki, insan anlamakta ve algılamakta gerçekten güçlük çekiyor. Uzayda ne kadar uzağa bakarsak, zamanda da o kadar geriye gidiyoruz demektir... ''Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum ; ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıl taşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.'' ( Newton )

23 Şubat 2012 Perşembe

Yağmur Yağdıktan Sonra Duyduğumuz Koku Toprak Kokusu mudur ?

Yağmur sonrası hissedilen güzel kokuların bir kaynağı, toprakta yaşayan Actinobacteria grubu içinde yer alan bazı bakterilerdir. Toprakta yaşayan en küçük canlılardan olan bu bakteriler, en çok nemli ve karanlık ortamlarda gelişirler. Çevre koşullarının gelişmeleri için uygun olmadığı kurak dönemlerdeyse “spor” adı verilen özel yapılar üretirler. Sporlanma, bazı bakterilerin kendilerini olumsuz koşullarda korumalarını sağlayan bir özelliğidir. Yağmurdan sonra duyduğumuz kokunun nedeni de bu sporlardır. Daha önce oluşmuş bu sporların kokusunu hava kuruyken duyamayız; ancak yağmur yağdığında duyabiliriz. Çünkü yağmur damlaları yere düştüğünde, toprakta önceden birikmiş bir miktar yağmur suyunun da yardımıyla sporların havaya fırlamasına neden olur. Yağmur nedeniyle havada çoğalan nem, bu sporların kokusunun burnumuza kadar ulaşmasına neden olur. Yani aslında kokunun kaynağı toprak değil, toprakta yaşayan bu bakterilerdir.

Hindistan düğünlerinin ekonomiye etkisi

Hindistan'daki düğün sezonu dünyada altın fiyatlarının yükselişi etkileyen en önemli faktörler arasında yer alıyor. Hindistan’daki düğünlerde bizdeki gibi yeni evli çiftlere altın takılıyor. Bizden biraz farklı olarak onlar bu işi biraz abartmış durumdalar. Mesela aileler yıllarca çocukları için altın biriktiriyor. Dünyada, yastık altında en çok altın Hindistan’da.

DÜNYA'NIN PİRİ REİS ŞAŞKINLIĞI

Piri Reis çizdiği dünya haritası ile başta Ruslar olmak üzere tüm dünyayı şaşkına uğrattı. Harita çizimlerine hiçbir uzman bilimsel açıklama getiremiyor. Rus uzmanlar 500 yıl önce Osmanlı amirali Piri Reis’in çizidiği dünya haritasının uydudan çekilen dünya fotoğrafları kadar eksiksiz ve mükemmel olduğu söylediler. Rus Komsomolskaya Pravda gazetesi Şili kıyıları, Ant Dağları ile Afrika’nın Piri Reis’in haritayı çizdiği döneme kadar eşi görülmemiş bir biçimde ayrıntılı olarak çizildiğini belirterek; "Türk amiralin haritasında, keşfinden 300 yıl önce Antarktika ile ancak 1958′de bulunan takımadalar da var.” diyerek açıklama yaptılar.

SULTANAHMET

Anıtların, camilerin, antik yapıların, sarnıç ve sarayların süslediği Sultanahmet semti, hemen her köşesinden yansıyan tarihiyle İstanbul’un soylu ve zengin geçmişine güzel ve çarpıcı renklerin katıldığı yer. Yüzyıllar ötesinden bu yana dünya güzeli İstanbul’un üzerinde dolaşan martılar, Tarihi Yarımada’nın orta yeri Sultanahmet’e ayrı bir ilgi gösterirler. Gece gündüz demeden kirli beyaz kanatlarını çırpar; arsız, şımarık bağrışmalarıyla minarelerin ve kubbelerin arasında süzülüp dururlar. Bir tarafta Sultan I. Ahmed’in yaptırmış olduğu, adını tüm bir semt ve meydana veren altı minareli muhteşem cami, öteki yanda dünya tarihinin sekizinci harikası Ayasofya, onların berisinde dünyanın en eski anıtları arasında yer alan Mısır firavunu III. Tutmosis’in dört bin yıllık dikilitaşı... Sultanahmet dünyanın dört bir köşesinden İstanbul’a gelenlerin gezip görmek istedikleri yerlerin başında gelir. Çünkü, burası iki büyük imparatorluğun başkentine merkez oluşturmuş; şenliklerin, bayramların, törenlerin yanı sıra kimi isyan ve baş kaldırmaların tarihe yazıldığı bir yer olarak birbirinden görkemli yapılarla bezenmiştir. Burada tarih, meydandan; bir zamanlar içinde at arabalarının koşturulduğu, törenlerin yapıldığı altmış bin kişilik Hipodrom’un izleriyle başlar. Roma’daki Circus Maximus’un ikinci bir eşidir bu Hipodrom. Bizans’ın egemenliği altındaki ülkelerin topraklarından getirtilmiş anıtlar, kente adını vermiş Konstantinus’tan Ayasofya’yı yaptıran Justinianus’a, Bizans imparatorlarının prestijlerini simgeleyen anıtları üzerinde taşır. (Skylife'den alıntıdır.)

YARIM KİLO BAL İÇİN 120.000 KM. UÇAN ARILAR

Bir kilo bal için 40.000 adet arının 6 milyon çiçeği dolaşması gerekiyor. Dünyanın en hızlı bilgisayarlarından biri saniyede 16 milyar aritmetik işlem yapabiliyor. Bal arısı ise aynı sürede daha az enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yapma kapasitesine sahip. 10 mikrowatt’tan daha az enerji tüketen balarısının beyni, günümüzde üretilen en verimli bilgisayardan 100 milyon kat daha üstün. Balarıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını toplayabiliyor ve 100 bin kilometre boyunca kanat çırpabiliyor. Bir koloninin bir kilogram bal üretebilmesi için dünyanın etrafını 6 kez dönmeye eşdeğer bir uçuş yapması gerekiyor. Tek bir arının dünyanın çevresini dönmesi için yaklaşık 25 kilogram bal tüketmesi gerekiyor. Uçan bir arının her kilometrede, enerji için yarım miligram (gramın 2000’de biri) bala ihtiyacı bulunuyor. Bir arı bir litre balla, 25 km hızla ve saniyede 200-250 defa kanat çırparak 3.000.000 km. kat edebiliyor. Kraliçe arının bir günde yumurtladığı yumurta ağırlığı, kendi ağırlığının 20 katına erişebiliyor. Arı, vücut ağırlığının 330 katı yük çekebiliyor. Her bir petek gözünün derinliği 12 milimetre. Duvarlarının kalınlığı ise milimetrenin 20’de biri kadar. Buna karşın bal ile doldurulduğunda petek hiçbir zarar görmüyor. Bunun nedeni peteğe en yüksek dayanıklılık özelliğini kazandıran altıgen yapısı. Bu nedenle bir petek diliminde kilolarca bal taşınabiliyor. Şüphesiz insanların arılarla ilgili keşfettikleri bilgiler bu kadarla kısıtlı değil. Arılar daha birçok mükemmel sisteme, akılcı davranışlara, hesaplama, planlama, inşa etme gibi yeteneklere sahip

Duygusal zeka yaşlandıkça güçleniyor

Berkeley Kaliforniya Üniversitesi'nden uzmanlara göre yaşlılar üzüntü ya da dehşet verici televizyon programlarını izlerken duygularını kontrol etmekte zorlansalar da empati kurmak ve olayların olumlu yönlerini görmekte daha başarılılar. UC Berkeley'den Psikolog Robert Levenson önderliğinde bir grup, yaşlandıkça duygusal strateji ve tepkilerimizin nasıl değiştiğini araştırdı. Bulgular, duygusal zeka ve bilişsel yetenekler in 60lı yaşlara gelindiğinde güçlendiği yönündeydi. Bu durum ise yaşlılara iş ve kişisel ilişkilerinde avantaj sağlıyor. Araştırma Psikoloji ve Yaşlanma adlı dergide yayınlandı.

PEKİ HATA YAPAN YA BEYNİMİZ OLURSA?

Üzerinde en çok araştırma yapılan, en çok yazı yazılan ama hakkında en az şey bildiğimiz organımız beynimiz. Tam anlamıyla bir gizem. Bize karmaşık yapısı varmış gibi gözükmese de bilim adamları böyle düşünmüyor. Onlar beyini çok gelişmiş bir bilgisayara benzetiy­orlar. O, en karmaşık ve en gelişmiş olarak bilinen bilgisayarlardan bile ileri. Koku alan, tadan, dokunan dahası yaşayan, her şeyi ile dünyayı algılayan bir bilgisayar. Tüm bilgisayarlar gibi bazen o da hata yapabiliyor. Normalde bir bilgisayar hata yaptığında çoğu zaman kapatıp açar ve işinize kaldığınız yerden devam edersiniz. Eğer problem daha ciddiyse teknik serviste ya donanımı ya da yazılımı yenilenir. Peki hata yapan ya beynimiz olursa?

19 Şubat 2012 Pazar

Güncel ve Sosyal

Bu aralar dikkatimi çeken güzel olmayan gelişmeler dikkatimi çekiyor, herkes gibi bende bu cümleyi kurmak istiyorum bir sistem kurulmuş bize biz onu yaşamak zorundayız ve ne yaparsak yapalım içinden çıkamıyoruz, bir tek çaresi var herkesin bütünleşmesi sanki bi filmin içinde sonumuz belli yaşayıp gidiyoruz, diyeceğim o ki, halkımız bir şekilde başka bi yerlere odaklanmak bu siyaset olur başka bi tartışma konusu olur ve biz bunları ilginçtir aylarca yıllarca tartışırız. Tv lerde aynı diziler haberlerde aynı konular sporda aynı muhabbetler müzikler hemen hemen aynı 1 yıl 365 günü hep aynı yaşıyoruz gibi, özel hayatı karıştırmıyorum tabi insan bir gün sever sonraki gün aşık olur ayrılır zengin olur fakir olur kaderdir değildir bilmem ama güncel hayat böyle geliyor bana, bir günde olabilecek şeyleri bizler aylara yıllara yaymakta üstümüze yok bence bu kuyunun dibi ego tatmini diye çözümü kolay bi insan duygusuna bağlayabilirim.. Artık sosyal medyayı insanlar dahada yaygın ve daha sık kullanmaya başladılar ve bir çok insanda aynı görüşler hakim hemen hemen bunları TTopiclerden daha iyi anlayabiliyoruz, malesef görsel medya pek aldırış etmiyor sadece yorum almak için kullanan bazı programlar var, bazı kanallar izleyicilere sen yorumunu yap otur yerine, ne bir istek ne bir görüş program eleştirileri alınabilirse daha da ilerleyeceklerine inanıyorum... Bu yazıyı okuyan zaman ayıran arkadaşlar saygılar...